Bağımlılık Şeması; Sen Olmadan Ben Hiçim
“Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin…”
“O hayatımdan çıktığından bu yana kendimi bomboş hissediyorum. Sanki hayatımın tüm anlamını kaybettim. Ben artık hiçbir şeyim.”
“O olmadan hiçbir şey yapamayacağım ben. Tek başıma nasıl yaşanır bilmiyorum.”
“Onu kaybettikten sonra bedenimin yarısını da kaybetmiş gibi hissediyorum.”
İnsan kendisini “diğeri ve öteki” ile ifade eder. Bu diğeri ve ötekiler ise içselleştirilmiş, kendiliğimizde yer bulmuş ebeveyn ve çocuk seslerimizin, şemalarımızın yankıları, yansılarıdır. Ancak yukarıdaki ifadelerde bunlardan birisi olan “bağımlılık şeması”nın ifadelerini görüyoruz.
Bağımlılık şeması çocukluk dönemi ebeveyn\bakım veren kişilerle kurulan ilişkilerdeki aşırı korunup kollanma, kendi kararlarını almasına, özerklik kazanmasına dair alanlarda engellenme, kendi işlerini yapmasına fırsat tanımadan onun yerine yapma bunun yanı sıra çocuğun yaşının yeterliklerinin üstünde olan durumlarda karar alma, eyleme geçme gibi alanlarda tek başına bırakılma, gerekli desteği gösterememe ve rehberlikte bulunamama durumlarında geliştiği görülmektedir. Ailenin\ ilk-temel bakım verenlerin “aşırı korumacılık ve korunmasızlık” kökenlerine sahip olması bireyin bağımlılık şeması geliştirmesine yol açabilir.
Bağımlılık şemasına sahip olan kişilerin sıklıkla “Beceriksizim, bu yüzden başkalarına ihtiyacım var.”, “Onunla ilişkimi bitiremem, onsuz ne yapacağımı bilemem.” Düşünceleri belirgindir. Bu düşüncelerin kişilerin günlük hayatında zaten gerçeklik böyleymişçesine algılanır, “bağımlılık gerçeklikleri” çoğu zaman kişinin hayatını bu gerçekliklere göre kurgulamasından kaynaklı olarak kişinin gerçekliği haline gelir. Kişi kendi elini kolunu kendisi bağlar çünkü ancak bu şekilde olduğunda güvende olduğuna, değerli olduğuna, sevildiğine inanabilir. Şemalarımız hayatımızın gerçekliğini inşa etmekte kullandığımız en temel malzemelerimizdir.
Bağımlılık Şeması Psikoterapide;
Bu şemaya sahip olan kişiler psikoterapiye genel olarak bu şemanın kendisinde bıraktığı etkiler nedeniyle gelmektedir. Bunlar sıklıkla, korku, depresyon, aşk acısı, yakının kaybıdır. Bağımlılık şemasına sahip olan kişilerin kendisiyle ve diğerleriyle kurduğu ilişkilerdeki dinamik kendiliğin ifade, dayanak hatta varlık amacı, nedeni haline getirdiğinden seanslarda da sıklıkla “diğeri\diğerlerini” görmemiz mümkündür.
Bağımlılık şemasında temel amaç kişinin yeterlilik duygusunu artırmak ve başkalarıyla ilişkisini bağımlılık değil de bağ kurmak üzerinden geliştirmesini sağlamaktır. Kendine güvenen, kararlarını alma yeterliliğine sahip, başkaları ile sağlıklı ve geliştirici ilişkiler kurabilen bir kendiliği inşa etmek başta korkutucu gelebilir. Ancak tek başına olmak bağımlılık şemasına sahip olan birisinin algısıyla yalnız olmak demek değildir. Atilla İlhan’ ın da yazdığı gibi mecbur olmak da sevmek değil.