Başarmak Zorundayım!
Bazen sizler de okul dönemlerinizi düşünüyor musunuz? Açıkçası ben düşünmekle kalmıyor, hatta rüyamda bile görüyorum. Rüyamda lisedeyim, sınava girmek üzereyim ve o kadar kaygılıyım ki.. Sınavım var ama sınava hiç hazırlanamamışım. Okuyorum, yetiştirmeye çalışıyorum, sınava giriyorum ama hiçbir şey yapamıyorum. Rüyamda o kadar çaresiz hissediyorum ki kendimi. Sonra uyanıyorum ve ‘’Oh be! Ben artık büyüdüm ve o günler geride kaldı’’ diyorum.
Tabii ki çocukluk dönemimiz sadece okul anılarından ibaret değil. Hepimiz birer hikayeyiz ve o hikayede acı, tatlı her şey var. Ancak bir çocuğun hayata hazırlandığı yer olan okul hepimiz için çok önemli bir yer tutar. Okul bizim sadece ders çalışmayı değil hayatı da öğrendiğimiz yerdir aynı zamanda. Ama görüyorum ki okul artık çocuklar için sadece ders çalıştıkları bir yer.
Hep çok çalışmalılar, okula gitmeli, okuldan sonra etüde kalmalı, sonra eve gelip ders çalışmalılar. Çünkü başarılı olmak zorundalar. 95 aldıklarında ‘’harika bir not’’ sevincini yaşamak yerine ‘’Neden 100 almadım?’’ın hüznünü yaşamalılar. Hele ki bir de ebeveynleri, akrabaları ve öğretmenleri başarı odaklıysa, eleştirelse ya da tam tersi çocukla hiç ilgilenmiyorsa ‘’başarılı hissetmek’’ ütopik bir kavram haline gelir. Farkındaysanız ‘’başarılı hissetmek’’ diyorum, çünkü bir çocuk 95 aldığında (ki bu başarılı olduğu anlamına gelir) kendisini başarılı hissetmiyorsa bu ütopik bir kavramdır. İşte çocuklukta bu deneyimlerle temelleri atılan ‘’başarısızlık şeması’’ yetişkinlikte de kendisini gösterdiğinde içinden çıkılamaz bir hal alır..
Peki nedir bu başarısızlık şeması? Şimdi durun ve düşünün. Kendi başarılarınıza karşı nasıl yaklaşıyorsunuz? Çoğu zaman başarılı mı hissediyorsunuz başarısız mı? Çevrenizdeki herkes sizin ne kadar başarılı olduğunuzu söylerken sizin kendinizi başarısız hissettiğiniz zamanlar oluyor mu? Başarısız olmamak adına kaçındığız şeyler hayatınızı kısıtlıyor ve kendinizi başarısız hale getirdiğiniz oluyor mu? Bu sorulara cevabınız evet ise başarısızlık şemasıyla karşı karşıya olabilirsiniz demektir.
Başarısızlık Şeması
Başarısızlık şeması genelde kendisini kaçınmalarla gösterir. Yeni bir işe girmekten, sunum yapmaktan, daha üst bir kademeye geçmekten kaçınılır. Kişi genelde dikkat dağınıklığından, sürekli işlerini ertelediğinden ve geç bitirdiğinden yakınır. Aslında başarısız olmaktan korkarken, kendisini sabote ederek başarısızlığın kucağına düşer. Bu bir döngü halinde kişinin tekrar tekrar aynı başarısızlık acısını yaşamasına yol açar.
Başarısızlık şeması ile ilgili size birkaç öneri sunabilirim. Ancak bu tarz şemaların kökeni çok erken dönemlere dayanıyorsa bazen bunu bir uzman yardımıyla aşmak gerekebilir. Bu nedenle önerileri uyguladığınız halde hala sıkıntı yaşıyorsanız yardım almaktan çekinmeyin.
Öncelikle başarısız olarak algıladığınız durumları daha gerçekçi bir düşünceyle değerlendirin. Genelde ben bu noktada danışanlarıma şunu soruyorum ‘’Eğer bu başarıyı bir arkadaşınız gösterseydi ve size ne düşündüğünüzü sorsaydı nasıl değerlendirirdiniz?’’. İşte bu noktada kişinin kendisi için verdiği cevapla arkadaşı için verdiği cevap birbirinden farklıysa başarı algısı çarpıtılıyor demektir. Eğer gerçekten kendinizin başarısız olduğunuzu farkederseniz, o zaman çok fazla kaçınma yapıyorsunuz demektir. Böyle bir durumda hayatınızı baştan sona gözden geçirin. Başarısızlık yaşadığınız durumların ortak yönleri var mı? Başarılı olacağınızı düşündüğünüz ama sırf eleştirilirsiniz, alay edilirsiniz diye vazgeçtiğiniz şeyler oldu mu?
Şu anda potansiyelinize uygun bir iş ya da akademik bir ortamda mısınız? Kendinizi sabote ettiğiniz durumları ve sizi sabote eden kişileri fark ederek, alternatif yollar ve ilişkiler oluşturabilirsiniz. En önemlisi, kendisini başarısız hisseden çocuk tarafınıza odaklanın. Başarısız hisseden tarafınız ne hissediyor, ne düşünüyor ve en önemlisi neye ‘’ihtiyacı’’ var. Çünkü bu çocuk hiç takdir edilmemiş, ihmal edilmiş ve örselenmiş olabilir. Onun kendisini takdir edecek, koruyacak bir yetişkine ihtiyacı olabilir. Onun bu ihtiyaçlarını ancak sizin yetişkin tarafınız ve sevdiğiniz insanlar verebilir.
Uzm. Klinik Psikolog Yaşar Emre Ertürk