Öfke Yerine Şefkat, Nefret Yerine Sevgi, Ben Yerine Biz…
Evet korku var,
Fakat nefret olmak zorunda değil.
Evet tecrit var,
Fakat yalnızlık olmak zorunda değil.
Evet telaşla satın alma var,
Ama cimrilik olmak zorunda değil.
Evet hastalık var,
Ama ruhsal hastalık olmak zorunda değil.
Evet ölüm bile var,
Ama her zaman sevginin yeniden doğumu olabilir.
Şimdi nasıl yaşayacağına dair seçimlerini uyandır.
Bugün nefes al.
Dinle, telaşenin arkasındaki fabrika seslerini.
Kuşlar tekrar şarkı söylüyor,
Gökyüzü temizleniyor,
Bahar geliyor,
Ve biz her zaman sevgi ile çevriliyiz.
Ruhunun perdelerini aç,
Dokunamasan da,
Boş meydana karşı şarkılar söyle…
İrlandalı bir rahip olan Richard Hendrick bu şiiri (İnziva) yazarken yaşamın, imkansızlığın, zorluğun, engellenmenin, ulaşamama ve ulaşılamamanın içinden geçen yanından ne kadar da şefkatle söz etmiş. Lanetler okuduğumuz, öfkemizi yönlendirecek kişi ya da şeyler aradığımız bu günlerde yaşamın her şeyden üstün olduğuna, bunun çekip alarak, güç kullanarak, zorbalık ederek değil de ne derece naifçe, zaten öylelikle kendisini doğurup, besleyip büyüttüğüne değinmiş bence. Viktor Frankl’ ın da dediği gibi “insanın en güç anlarda dahi elinden gelen tek şey kendi tutumlarını belirleme özgürlüğüdür”. Bu karantina günlerinde, tutumlarımızı seçme özgürlüğümüz konusunda kendimizi en kapana kısılmış hissettiğimiz zamanlar gibi görünse de hala onlar bizim seçimlerimizde. Öfke yerine şefkati, nefret yerine sevgiyi, ben yerine bizi hala seçebiliriz. Hepimizin içinde bunun için sonsuz bir kaynak bulunuyor, bu sonsuz kaynağa bakmayı tercih etmekte bizim elimizde. Baktığınızda onu görmemek imkansız…