Ya Mükemmel Olmazsa/m?
Zayıf kadınlar, kaslı erkekler, başarılı insanlar… Sadece bir saniye durun ve etrafınıza bakın. Sürekli güzelleşmeye, daha da başarılı olmaya çalışan ve mükemmelliğin peşinde giderken ‘’şu an’’ın güzelliğini fark edemeyen birçok insan göreceksiniz. Tabiî ki bu durumun ortaya çıkmasında teknolojinin gelişmesinin çok önemli bir etkisi var. Kullandığımız programlar (instagram, facebook vb.) artık bireylerin mükemmel anne, mükemmel vücut, mükemmel insan olduğunu kanıtlamak için bir gösterge haline geldi. Televizyonlarda, sinemada izlediğimiz filmlerde hep yakışıklı erkeklerin, güzel kadınların o mükemmel aşkı bizi kendine çekmeye başladı. Onların yaşamları, görünüşleri, yaptıkları şişirildikçe standartlar ulaşamayacağımız kadar yükseldi. Ancak gerçek hayat öyle değil! O bize mükemmel olarak gösterilen hayatlar, kişiler, vücutlar içerisinde gizlenmiş birçok kusuru barındırmaktadır. Çünkü yaşamak ve insan olmanın yapı taşlarından bir tanesi de kusurlarımızdır.
Kusurlarımıza rağmen mükemmel olmak öyle uçsuz bucaksız bir hedeftir ki bir kere ona ulaşmayı istediğiniz zaman her yaptığınız şeyin daha iyisi karşınıza çıkacaktır. Her hedefe vardığınızda bir sonraki hedefi düşünecek, başarmanın mutluluğunu dahi yaşayamayacaksınız. Mükemmel olamadıkça hayal kırıkları ortaya çıkacak, hayal kırıkları beraberinde birçok ruhsal rahatsızlığı getirecektir. Peki ruh sağlığı alanında bu kadar önemli olan mükemmeliyetçilik nedir?
Mükemmeliyetçilik, kişinin yaşamında birçok yönden yüksek standartlar koyması, bu standartlara erişmek için kaygı içerisinde kendisine, ilişkilerine ve çevresine zarar verecek derecede eylemlerde (düşünce düzeyinde de olabilir) bulunması ve kendisini sürekli eleştirmesi ile süre giden bir durumdur. Mükemmeliyetçi kişilerin hataya karşı toleransları yoktur. Başarılarını küçültürken başarısızlarını çok abartırlar. Ancak deneyimlerime göre mükemmeliyetçilik klinik anlamda zarar verici bir durum olarak görülse de sosyal anlamda insanlar tarafından desteklenen, zarar verici etkileri farkedilmeyen bir yapılanmadır. Çünkü mükemmeliyetçi olmanın zararlarının yanı sıra bazen kişinin kendisi ve çevresi için yararları da olabilmektedir. Örneğin bir yönetici için mükemmeliyetçi bir çalışan çok yararlı görülebilir. Sürekli mükemmelin peşinden koşan birisi hataya karşı toleransı olmayacağı için sürekli başarılar elde edebilir (ama iç dünyasında kendisini başarılı hissetmez). Çevresi tarafından başarıları takdir edildikçe kişi daha da mükemmel olmaya çalışır ve bunun zararlarını göremez. Bu kısır döngü içerisinde bir sürü sıkıntıyla baş etmeye çalışır. Kaygı, depresyon, anoreksiya nevroza gibi bozukluklar mükemmeliyetçilik ile ilgili ilişkili olan bozukluklardır Sıklıkla iş yaşamında fazla enerji harcama, başarı/başarısızlık üzerinde odaklanarak gerçekdışı beklentiler yaratmak ve onlar için çabalamak kişide zaman içerisinde tükenmişlik duygularına yol açmaktadır. Psikolojik etkilerin yanı sıra fibromiyalji, migren, mide-bağırsak problemleri mükemmeliyetçilik ile birlikte görülen fizyolojik rahatsızlıklardır.
Mükemmeliyetçi Kişilerin Özellikleri
- Bu kişiler yaptıkları işler ve bunun sonuçlarıyla ilgili bazı algısal çarpıtmalara sahiptirler. Örneğin, herkes tarafından başarılı biri olarak görünmesine rağmen kendisini başarısız biri olarak görmesi
- Kendisiyle ilgili beklentilere dair çok yüksek standartlara sahiptirler. Örneğin, patronun verdiği işlere yönelik, patronun beklentisinden çok daha fazla çaba göstermeye ve hata yapmamaya çalışır. Hata yapmama çabası yüzünden işleri zamanında yetiştiremez ve bu da daha fazla endişelenmesine yol açar.
- Yaptığı işlerden memnun kalmazlar. Hata yaptıklarında kendilerine eleştirirler ve değersiz hissederler.
- Kişiler bu bahsedilen özellikleri belirli bir zaman dilimde yaşamazlar, hayatlarının parçası haline getirirler.
Mükemmeliyetçilik ile Çalışmak
Eğer bu yazıyı okuduğunuzda mükemmeliyetçilik ile ilgili hafif düzeyde bir problem yaşadığınızı düşünüyorsanız kendi başınıza uygulayabileceğiniz birkaç öneri üzerinden konuşabiliriz:
- Mükemmeliyetçiliğin ve kendinize oluşturduğunuz yüksek standartların olumlu-olumsuz yanlarını listelemek. Örneğin, işleri aksatmanıza sebep olması, suçlu hissetmeniz, çevreniz tarafından başarılı görünmeniz gibi.
- Bu standartların sizin için gerçekçi bir hedef olup olmadığını incelemek. Bu standartlar karşısında sizin kaynaklarınız neler? Bunları gerçekleştirmek için neye ihtiyacınız var? İhtiyaçlarınız karşısında kullanabileceğiniz kaynaklar yeterli mi? Bu standartları karşılamaya çalışırken karşılaşacağınız engeller neler ve sizin bu engelleri aşabilecek kaynaklara sahip misiniz?
- Bu standartların gerçekçi olmayan taraflarını düzenleyerek, yumuşatmaya çalışmak. Daha gerçekçi hedefler oluşturmaya özen göstermek (eğer bu maddeleri tek başınıza yapmakta zorlanıyorsanız güvendiğiniz ve objektif kalabileceğini düşündüğünüz birinden yardım isteyebilirsiniz). Bu şekilde değişikliğin yapmanın avantajlarını listelemek
- Değişimi gerçekleştirmek kolay süreç değildir. O yüzden önce küçük değişiklerle başlayıp başardıkça büyük değişikliklere yönelmek.
- Değişimler karşısında engeller, duygular, hatalar çıktıkça bunun normal olduğunu kabul etmek. Kusurlara ve hatalara karşı daha affedici yaklaşmaya çalışmak. Hatta zaman zaman hata yapmak için kendini zorlamak
Eğer yukarıdaki önerileri uyguladığınız halde bir değişiklik ortaya çıkmıyorsa artık bir uzmanla çalışmanın vakti gelmiş demektir.
Mükemmeliyetçilik tek başına bir problem olmaktan ziyade birçok ruhsal ve bedensel hastalığın tetikleyicisi durumundadır. Kişinin yaşamı, aile içi ilişkileri, yetiştiği kültür, getirdiği problemler, yaşam öyküsü gibi birçok bilgi alındıktan sonra gözlem ve değerlendirme sonucunda mükemmeliyetçilik olup olmadığına karar verilir. Kişinin öncelikle algısal çarpıtmaları keşfedilir ‘’mükemmel olmazsam sevilmem’’, ‘’hata yaparsam başarısız olurum’’, ‘’en iyisini yapmalıyım’’ gibi.. Bu çarpıtmalar kişinin iç dünyasında ve yaşamında otomatik olarak ortaya çıktığı için önce bununla ilgili bir farkındalık yaratılması gerekmektedir. Eğer bu durum çocukluk çağında aile içi ilişkilerden (mükemmeliyetçi bakımveren gibi), karşılanmamaış duygusal yaşantılardan, çocukluk çağı örseleyici yaşantılardan meydana geliyorsa mükemmeliyetçiliği içinde barındıran yüksek standartlar şeması gibi şemaların varlığı ve bunlarla baş etme biçimleri belirlenir. Duygusal ve bilişsel anlamda bu bağlantılar kuruldukça, mükemmeliyetçiliğin zararları ve bunu değiştirmenin avantajları ve dezavantajları üzerinde durulur. Danışan değişime hazır hale geldiğinde ise bilişsel çarpıtmalar ve şema yönelimli davranış-düşüncelerin yerine daha işlevsel davranışlar-düşünceler yerleştirilmeye başlanır. Bu değişimler için çalışılırken Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR ve Şema Terapi’nin birçok tekniğinden faydalanılır.
Uzm. Klinik Psikolog Yaşar Emre Ertürk