Yaygın Kaygı Bozukluğu Nedir? (Yaygın Anksiyete) Tedavisi Nasıl Olur?
Huzursuzluk, diken üstünde hissetme, kolay yorulma, konsantrasyon güçlükleri, sinirlilik, kas gerginliği, uyku problemleri… Bu belirtilerin sizde de olduğunu düşünüyor musunuz? Öyleyse Yaygın Kaygı Bozukluğu sorununun (YKB) sizde var olup olmadığını anlamak için konuyu biraz daha detaylı ele alalım. Ancak öncelikle ‘endişe’ ve ‘kaygı’ kavramlarını anlamakla işe başlayalım.
Endişe ve Kaygı Nedir?
Türkçede birbiri yerine kullanılan bu iki kelimenin anlamları aslında farklıdır. Endişe bir düşünce, kaygı ise bir duygudur. Endişe, gelecekte olma ihtimali olan olumsuz durumlar ve sonuçları hakkındaki düşüncelerimizdir. Örneğin ‘Ya kovulursam, borçlarımı nasıl öderim?’ ya da ‘Ya tahlil sonuçlarım da kötü bir hastalık çıkarsa, hangi hastanede tedavi olmalıyım’ cümleleri endişe cümleleridir.
Kaygı ise doğuştan gelen, çoğu canlıda var olan, hayatta karşımıza çıkabilecek tehditlerle mücadele etmek ve hayatta kalmak için var olan bir duygudur. Kaygılandığımızda beynimiz vücudumuza ‘kaçma’ ya da ‘savaşma’ tepkileri vermesi için belirli sistemleri harekete geçirir. Örneğin, kalp atışlarınız ve nefes alış verişiniz hızlanır, kan basıncınız yükselir. Kaygı bazen gerçek bir tehditle karşı karşıya kaldığımızda ortaya çıkarken, bazen de ortada gerçek bir tehdit yokken de görülebilir. Kaygıyı bir alarm sistemine benzetirsek, hırsız içeri girdiğinde çalan alarm, bazen de içeriye bir kedi girdiğinde çalabilir. Yaygın Kaygı Bozukluğunu günde birçok kez yanlış alarm veren bozulmuş bir alarm sistemi gibi de düşünebilirsiniz.
Yaygın Kaygı Bozukluğu Nedir?
Günlük olaylar ile ilgili aşırı, kontrol edilemez endişeler duyma haline denir. Bu endişeler kısıtlı bir süre içinde değil, altı aydan uzun bir süre, neredeyse her gün endişeli olma halini yansıtır. Aynı zamanda Yaygın anksiyete bozukluğu tanısı almak için huzursuzluk, diken üstünde hissetme, kolay yorulma, konsantrasyon güçlükleri, sinirlilik, kas gerginliği, uyku problemleri gibi belirtilerin en az üç tanesinin altı aydan uzun bir süre var olması gerekir. Son olarak, endişe ve kaygı belirtileri kişinin yaşamında belirgin bir sıkıntı ve işlevsellikte düşüşe neden olmaktadır.
Diğer kaygı bozukluklarından farklı olarak YKB’da endişeler belirli bir konu ile ilgili değil, yaşama dair her konuyu içerecek kadar geniş bir yelpazeye sahiptir. Örneğin panik bozukluk hastaları panik atak geçirme ile ilgili endişelenirken, Yaygın kaygı bozukluğu hastaları iflas etme, terk edilme, sağlığı kaybetme, sevdiklerine zarar gelmesi, başarısızlık gibi birçok farklı tema ile ilgili endişeden yakınmaktadır. Sürekli olarak en kötü senaryoları zihinlerinde kurarlar ve bu senaryoların gerçekleşmesi durumunda nasıl başa çıkacağını hesaplamaya çalışırlar. YKB’da endişe ve kaygılar aşırı düzeydedir ve durdurulamazlar. Hastalar endişeleri yüzünden sürekli sırtında bir çuval taşır gibi hissederler. Aynı zamanda endişeler çoğunlukla başını yastığa koyduklarında ortaya çıkar. Endişeler, uykuya dalmakta ve uykuyu sürdürmekte güçlüklere ve bu sebeple yorgunluğa neden olur. Yaygın kaygı bozukluğu hastaları sıklıkla gerginlik, boyun ve sırt ağrıları, çene kasılmaları yaşarlar.
Yaygın Kaygı Bozukluğu – Yaygın Anksiyete Tedavisi
Artmış endişe düzeyini azaltmak ve daha kaliteli bir yaşam sürmek için psikoterapi desteği almak faydalı olacaktır. Kaygı problemi yaşayan insanlar çoğunlukla belirsizliğe tahammül etmekte zorlanırlar. Hayat ise belirsizliklerle doludur. Psikoterapide belirsizliğe tahammül etme becerisi geliştirilmeye çalışılır. Buna ek olarak endişe düzeyini azaltmak için bir dizi bilişsel strateji çalışması yapılır. Problem çözme becerileri geliştirilir. Kaçınma ve güvenlik davranışları yerine kaygı veren durumlarla yüzleştirme amaçlı davranış deneyleri yapılandırılır. Son olarak kaygının kökenindeki çocukluk çağı travmatik anıları, anı çalışmalarıyla ele alınır. Bu sayede bataklığın kurutulması sağlanır ve kaygı bozukluğunun nüks etmesi engellenir. Yaygın anksiyete tedavisi mümkün bir sağlık problemidir.